Yahudilerin, 18. ve 19. yüzyılda
Milas’ta yaşadıkları bilinmesine rağmen, bölgede Yahudilerin geçmişi daha
eskilere uzanır. Tarihi kaynaklar tarafından, Milas sınırları içinde yer alan
ve o dönemde bir liman şehri olan İasos antik kentinde, İ.Ö. bir Yahudi
cemaatinin olduğu belirtilmektedir. İ.Ö. 6. yüzyılda, yine Milas’a komşu olan
Bodrum’un Gümüşlük limanında bulunan bir mezar taşının üzerindeki İbranice
yazılardan da bu bölgede Yahudilerin yaşadığı anlaşılmaktadır.
Anadolu’da hüküm süren çok sayıdaki “Anadolu Beylikleri”nde olduğu gibi
bu Beyliklerden biri olan ve başkenti Milas olan Menteşe Beyliği döneminde,
1300’lü yılarda, Milas’ta Yahudilerin yaşadığı bilinmektedir. Örneğin,
Milas’ta, Musalla diye anılan yerde bulunan silindirik bir mezar taşının
üzerinde İbranice harflerle Samuel Behar Yitzhak-1356 yazısının bulunduğu
görülmüştür.
Milas’ta yaşayan azınlık gruplarının başında Rumlar gelirdi. Onu
Yahudiler ve Ermeniler izlerdi. Sayıca fazla olanı Rumlardı. 1924 Türk-Yunan
Nüfus Mübadelesi sonucu 3 bin civarında Rum Milas’tan Yunan Adalarına göç
etmiştir. Milas’ın Rumlardan sonra gelen azınlık grubunu Yahudiler
oluşturuyordu. Menteşe Beyliği döneminden sonra Osmanlı dönemi olan 19. yüzyıla
kadar Milas’ta Yahudilerin varlığına ilişkin elimizde bir veri bulunmamaktadır.
19. yüzyılda Yahudiler Milas’a Rodos, Aydın ve İzmir’den gelmişlerdir. 19. yüzyılın ilk yarısında Milas’ta 10
aileden oluşan bir Yahudi topluluğu vardı. Milas Yahudi Cemaatinin nüfusu
1904-1905 yıllarında 542 olmuş, bu sayı, 1914-1915 yıllarında 1005’e ulaşmıştı.
Osmanlı kayıtlarına göre 14 Mart 1914 tarihinde Menteşe’de(Muğla ilinde) 1615
Yahudi yaşamaktadır. Bu dönemde Muğla ilinde en yoğun Yahudi nüfusu Milas’ta
bulunuyordu. Milas’taki Yahudi nüfusunun yoğunluğunun iki ana nedeni var.
Bunlardan birincisi, 1. Dünya Savaşında, Bodrum’un savaş gemileri tarafından
bombalanma tehlikesine karşı buradaki Yahudilerin bir kısmının Milas’a
taşınması. Diğer neden ise, Milas’ın verimli topraklara sahip olması ve
tarımsal ürünlerinin çokluğu… Milas’ın önemli oranda ticari potansiyele sahip
olması ve ekonomik hayatın canlılığı; pek çok Yahudi açısından, Milas’ı cazip
hale getiriyordu.
Milaslı Yahudiler, Milas’ın eski kent dokusunun bulunduğu Hoca Bedrettin
ve Hisarbaşı Mahallesinde yaşamaktaydılar. Bu özelliğinden dolayı, Hoca
Bedrettin Mahallesi, halk arasında, “Yahudi Mahallesi” olarak bilinir.
Yahudiler, bu mahallelerde genellikle, bir arada ve toplu olarak
yaşarlardı. Osmanlı Devletinin, yönetimi
altında bulunan azınlıklara sağladığı din ve ibadet özgürlüğü gereği, Hoca
Bedrettin Mahallesi Çiçek Sokakta bulunan birbirine bitişik durumda olan iki
havrada(sinagog’da) ibadetlerini yaparlardı. Bu havralardan biri 1850’de,
diğeri 1897’de yapıldı. Bu havraların yerinde şimdi Halk Eğitim Merkezi
Müdürlüğü binası bulunmaktadır. Cemaatin ilk yöneticisi, 1835’de Rodos’ta
Yéchiva (geleneksel Yahudi din okulu) öğrenimi gören genç Haham Abraham Amato,
Milas’a gelerek, babasının işlerinin başına geçti ve cemaati aralıksız 30 yıl
yönetti. İlerleyen zaman içinde Yahudi cemaatinin nüfusu arttıkça, onu
yönetenler de çoğaldı. İzmir’den Çelebi Mordéhai Levi, Rodos’tan Morcado Abaof
ve Aydın’dan Çelebi Nissim Soriano Milas’a geldiler ve cemaatin yönetiminde
etkili oldular.
20. yüzyılın başlarında, Juven Union(Gençler Birliği) olarak adlandırılan
dernek, cemaatin tüm kuruluşlarının yönetimini ele aldı. Juven Union’un
yönetimi; Nissim J. Tarika, Hizkia Franco, Rahamim S. Tarika, Gad Franco, Marco
İsrael ve Alabuf’tan oluşuyordu.
1927’de okula giden kız öğrenciler el becerilerini geliştirmek, yoksul
öğrencilere ders araç ve gereçleri sağlamak için; Rebecca Benettar, Kadum
Notrica, Rachel Amato, Birlanté İsrael, Elvira Pisanté, Maria Alhedeff ve
Estreilla Amato tarafından kurulan
“Kadınlar Birliği”; özellikle öksüz ve muhtaç Yahudi kızları için dikiş
kursları düzenleyerek, onların hayata hazırlanmalarına yardımcı oluyorlardı.
Yine kadınların kurduğu bazı küçük hayır kuruluşları, eğlence ve balolar
düzenleyerek, ihtiyacı olanların giderlerini karşılıyordu. Milas Yahudi
Cemaati; İzmir’deki kimsesiz çocuklar yurdu ile Yahudi Hastanesinin yardım
isteklerine de her zaman olumlu cevap verdi.
24.12.1842 tarihli bir kayıtta, Milas Yahudilerinden Koca Aslan adlı
Yahudi’nin kızı Mirella, herhangi bir zorlama ve zorunluluk olmamasına rağmen,
kendi isteğiyle, Milas mahkemesinde müftü huzurunda Kelime-i Şahadet getirip
Müslüman olmuş ve Ayşe adını almıştır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında birbirini izleyen devrimler, Milas Yahudileri
arasında bir sıkıntı yaratmamıştır. Yahudiler; Arap harflerinin yerine Latin
harflerinin getirilmesini, fes yerine şapka giyilmesini, çarşaf ve peçenin
atılması gibi çağdaş değişimleri memnuniyetle karşıladılar. Cumhuriyet’in 10.
yıl kutlamaları bayram havası içinde geçmiştir. 1934 yılında çıkarılan soyadı
kanunuyla pek çok Yahudi; Türkçe soy isimler almışlardır. Milas Yahudilerinde,
büyük bir Atatürk hayranlığı vardı.
Onlara göre Atatürk, azınlıklara sempati duyan, onlara eşit haklar
tanıyan bir kişiydi. Atatürk’ün ölüm
tarihi olan, 10 Kasım 1938’de, Milas’taki Yahudilere ait tüm mağazalar
kapanmış, evlere bir matem havası hakim olmuştu.
Milas’ta Yahudi Cemaatinin çocuklarının eğitimi önceleri Tevrat eğitimi
veren Talmud Tora gibi dini okullarda sağlanıyordu. Avram Galanti, 1851 yılında
Milas’ta ‘Talmud Tora’nın varlığından söz etmektedir. 19. yüzyılın sonlarında
Yahudiler için, “Alliance İsraelite Universille(Evrensel Yahudi Birliği)”
okulları devreye girdi. Havranın hemen yanındaki Musevi okulunda 1897’de 49
öğrenci öğrenim görürken, 1908’de 95 öğrenci öğrenim görmektedir. Kızlar için
de ayrı bir okul bulunmaktadır. Milas’taki Musevi Okulu, Alliance okullarının
denetiminde eğitimini sürdürdü. Ayrıca
bazı Yahudi çocukları ilköğrenimlerini Türkçe eğitim-öğretim veren Menteşe
İlkokulunda, orta öğrenimlerini ise Milas Ortaokulunda sürdürmüşlerdir.
Milas Yahudileri genelde ticaretle uğraşırlardı. Yahudilerin Milas’a
yerleşmesinde ticari etkenler başta gelir. Başta tütün ve pamuk olmak üzere
tarımsal ürünlerin ticareti, zeytin ve zeytinyağı ticareti, manifatura ve
kuyumculuk gibi işlerin tümü neredeyse Yahudilerin elindeydi.
Madencilik(zımpara) yine onların elindeydi. “Milas halısı” dokuyan halı
atölyeleri işlettiler. Milas’ta 45 manifatura mağazasından 42’si Yahudilerindi.
Milaslı Yahudi tüccarlar, Güllük limanı üzerinden İzmir’e veya Avrupa
ülkelerine çeşitli ürünler gönderiyorlardı. Yahudilerin sahip oldukları
meslekler şunlardı: Tüccarlık, Manifaturacılık, Kuyumculuk, Tenekecilik,
Mumculuk(balmumu), Tütün Eksperliği, Rakı imalatçılığı, Kebapçılık,
Ayakkabıcılık, Ayakkabı imalatı, Terzilik, Eczacılık, Mühendislik, Doktorluk,
Avukatlık, Öğretmenlik, Zücaciyecilik, Sabun imalatçılığı, Memurluk…
Milas Yahudi Cemaatinin yetiştirdiği ünlü kişiler:
Jakop Tarika(Devlet Veznedarı), Joseph Franco(Veznedar), Jacop
Messeri(Veznedar), Hiziko Amato(Veznedar), Moise Franco(Haham), Bidayet
Mahkemesi(Eskiden memleketimizde bulunan mahkemelerdir) üyeleri; Haim
Franco, Jacop Tarica, Rabenou Amato, Rahamim Franco ve Jacop Amato. Dr. Elie de
Ciavés ve Dr.Raphael Pérahya(Belediye Doktorları),Jakoup Bérou(Kadastro
Müdürlüğünde Şef), Albert Cadranel(Vergi dairesi Müdür Yardımcısı), Behor
İsrael(Milas Belediye Meclisi Üyesi-Felsefe Mecmuası Editörü-Hadise Gazetesi
Yazı İşleri Müdürü), Behor Bensoussan(Fransızca Öğretmeni), Marco İsrael(Milas Ortaokulu Fransızca
Öğretmeni), Joseph Tarica(Fransa’nın Milas Konsolos Vekili), Joseph
Tarica(İzmir ABD Konsolosluğunda Tercüman), Sara Cadranel(Paris Allience
İsraelite Universelle mezunu), Rafael Amato(İstanbul Hukuk Fakültesi Mezunu-İzmir’de
yayınlanan Levant adlı günlük Fransız gazetesinde yöneticilik yaptı), Albert
Tarica(Fransa’da Hukuk okudu. İzmir’de Avukat olarak çalıştı. İbranice-İspanyol
dilinde Ticaret Kanunu yayınladı, İzmir’de Bene Berith Locasının ve
Hastanesinin Genel Kurul Başkanlığını yaptı), Marcel Franco(İsviçre’de Hukuk
eğitimi gördü. İstanbul Yahudi Cemaatinin başkanlığını yaptı), Dr. Gad
Franco(Milaslı soyadını aldı. Rodos’ta Türk Kolejinde okudu. Milas Musevi
Mektebine devam etti. 1902’de İzmir’e yerleşti. İzmir’de, Hikmet ve Ahenk
gazetelerine katkıda bulundu. Avukatlık
yaptı. Paris Hukuk Fakültesinde Doktora yaptı.
Hukuk alanında çok sayıda eseri bulunmaktadır),Hizkia Franco(Milas ve
İzmir’de eğitimine devam etti. 1902’de ticaret ve gazetecilikle uğraşmak üzere
İzmir’e yerleşti. Kuzeni Gad Franco’yla birlikte Franco basımevini ve Yahudi
basını içinde iyi bir yer edinen El Commercial Gazetesini kurmuşlardır. Önce üye olarak sonra başkan olarak İzmir
Yahudi Cemaatine hizmet vermiştir. 1918’de İzmir’den ayrılarak Rodos’a
yerleşmiş, ticaret ve cemaat başkanlığıyla uğraşmış, Selam adlı gazete ve El
Boletin adlı yerel aylık gazeteyi çıkarmıştır. Beş perdelik bir komedi,
makaleler ve düşüncelerden oluşan Empresiones J. Reflexiones adlı
Yahudi-İspanyol eserinin yazarıdır), Leon Danon( Milas Musevi Mektebi ile
İzmir’de Bene Berith okullarının Müdürlüğünü yaptı), Behor Amato(Avukat), Dr.
Sara Şikar(İsrail’de sivil ve askeri hastane olan Asaf Arofe’de röntgen
cihazları baş sorumlusu), Dr. Jaakov Beja(İsrail’de Doktorlar Sendikası
Başkanlığını yaptı), Jaakov Varol(ABD’nde NASA’da görevli), Jontov Levy(Fransa
Yüksek Dil Akademisinde üyelik yaptı)
11 Kasım 1942 tarihinde çıkarılan Varlık Vergisinden dolayı, Milas
Yahudileri çok fazla mağdur olmamışlardır. Milas Yahudilerinin unutamadıkları
şey, Milas’taki yetkililerin, bu vergiyi, Milaslı Yahudilerin verebilecekleri
kadar yazmış olmalarıdır.
Milas Yahudileri, küçük olayların dışında, Milas halkıyla uyumlu ve
huzurlu bir şekilde yaşamlarını sürdürdüler. Başka bölgelerde yaşanılanlar gibi
Milas’ta Yahudi aleyhtarlığı gibi bir durum yoktu. Milas Yahudileri, iyi günde,
kötü günde Türklerle acıyı ve mutluluğu paylaşmasını bilirlerdi. 1910 yılında
Milas’ta 157 Yahudi ailesi vardı. Bu tarihten sonra bazı Milaslı Yahudiler
İzmir’e göçerek ticari yaşamlarını orada sürdürdüler. Okuyan gençler, bir daha
geri dönmeyerek yaşamlarına İzmir, İstanbul gibi büyük kentlerde devam
ettirdiler. İzmir ve İstanbul dışında, Aydın, Söke, Bursa, Ankara, Datça,
Bandırma, Çanakkale, Edirne, Çorlu, Tekirdağ, Mersin ve Adana’ya göç edenler
oldu. Bir kısma da; Avrupa ülkelerine, Amerika’ya ve Afrika(Kongo)’ya göç etti.
1927’de Milas’ta 80 aile kalmıştı.
1932’den sonra nüfus giderek azaldı. Milas’tan Yahudilerin esas göçü
1948’de İsrail devletinin kurulmasıyla oldu. Önce gençler, askerlik için
İsrail’e gitti. Sonra yaşlılar ve kadınlar, İzmir üzerinden İsrail’e göç etti.
Şimdi Milas’ta Yahudi izlerini taşıyan; onların kaldığı evler, Milas’ın
güneyinde Sodra dağının eteklerinde bulunan Yahudi Mezarlığı ve bir de Yahudi
(Hoca Bedrettin) Mahallesindeki Park Caddesi üzerinde bulunan Madenci Nissim
Tarica’nın evinin giriş kapısının üzerinde, İbranice yazıyla 5640 rakamı olan
bir kitabe bulunmaktadır.
Milaslı Yahudiler, İsrail’de, 1948 yılından 1980’e kadar her yıl Telaviv’e
yakın Yarkon köprüsünün yanı başındaki büyük bir bahçede toplanarak,
“Milaslılar Günü” düzenliyorlardı. Burada bir araya gelen Milaslı Yahudi
hemşeriler, konuşmalarıyla, şarkılarıyla Milas’ı, Milaslı
dostlarını/komşularını anarlar ve özlem giderirlerdi. Bu toplantılar, daha
sonra yaşlılık ve hastalıklar nedeniyle gerçekleştirilememiştir.
Sonuç: Milaslı Yahudi hemşerilerin, çağdaşlık anlamında Milas’ın
toplumsal yaşamına katkıları büyüktür. Milaslı kadınlar ve erkekler terziliği
onlardan öğrenmişlerdir. Yetiştirdikleri esnaf ve sanatkârlara; işini sevmeyi,
işine sahip çıkmayı ve iş disiplinini onlar öğretmişlerdir. Her akşamüzeri en
güzel giysilerini giyerek, sanki bir düğüne, bir bayram kutlamasına gidiyormuş
gibi “süs yolu” gezintileri yaparlardı. (Bu ifade bir halk deyişidir. Bu
gezinti, şehrin merkezinde ve şehir parkının yanındaki geniş ve uzun caddede
gidip gelerek yapılan yürüyüşlerdir) Yerli halk ticaret yapmayı da büyük ölçüde
onlardan öğrenmişlerdir. Onlar, şimdi Milas’tan çok uzaklarda hayat sürüyor
olsalar da, onların içindeki Milas sevgisi, Türkiye özlemi hiçbir zaman
bitmez!.. Onlar zaman buldukça Milas’a gelirler, eski evlerini, hayatta kalan
eski arkadaşlarını, komşularını ziyaret ederler ve onlarla sarmaş-dolaş olarak,
özlem giderirler… Onlar; Milas’ın kopmaz bir parçası, bizlerin de unutamayacağı
eski Milas sakinleri ve sevgili hemşerileridir…
Kaynakça:
1- 19.
Yüzyılda Milas Kazası, Dr. Nuri Adıyeke, 1995
2- Milas
Yahudileri, Yrd. Doç. Dr. Melek Çolak, 2003
3- Türkler
ve Yahudiler, Avram Galanti, Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın AŞ, 1995
4- Türk
Yahudileri Tarihi–1, Naim Güleryüz, Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın AŞ,
5- Türkiye’nin
Devlet Yaşamında Yahudiler, Çetin Yetkin, Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın AŞ,
1996
6- Milas
Kentimiz, Sevdamız ve Hüznümüz Bizim, Nevzat Çağlar Tüfekçi, 2005
Nevzat Çağlar
Tüfekçi
Araştırmacı-Yazar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder