12 Ekim 2016 Çarşamba

MİLAS YAHUDİLERİ

     Yahudilerin, 18. ve 19. yüzyılda Milas’ta yaşadıkları bilinmesine rağmen, bölgede Yahudilerin geçmişi daha eskilere uzanır. Tarihi kaynaklar tarafından, Milas sınırları içinde yer alan ve o dönemde bir liman şehri olan İasos antik kentinde, İ.Ö. bir Yahudi cemaatinin olduğu belirtilmektedir. İ.Ö. 6. yüzyılda, yine Milas’a komşu olan Bodrum’un Gümüşlük limanında bulunan bir mezar taşının üzerindeki İbranice yazılardan da bu bölgede Yahudilerin yaşadığı anlaşılmaktadır. 

Anadolu’da hüküm süren çok sayıdaki “Anadolu Beylikleri”nde olduğu gibi bu Beyliklerden biri olan ve başkenti Milas olan Menteşe Beyliği döneminde, 1300’lü yılarda, Milas’ta Yahudilerin yaşadığı bilinmektedir. Örneğin, Milas’ta, Musalla diye anılan yerde bulunan silindirik bir mezar taşının üzerinde İbranice harflerle Samuel Behar Yitzhak-1356 yazısının bulunduğu görülmüştür.

Milas’ta yaşayan azınlık gruplarının başında Rumlar gelirdi. Onu Yahudiler ve Ermeniler izlerdi. Sayıca fazla olanı Rumlardı. 1924 Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi sonucu 3 bin civarında Rum Milas’tan Yunan Adalarına göç etmiştir. Milas’ın Rumlardan sonra gelen azınlık grubunu Yahudiler oluşturuyordu. Menteşe Beyliği döneminden sonra Osmanlı dönemi olan 19. yüzyıla kadar Milas’ta Yahudilerin varlığına ilişkin elimizde bir veri bulunmamaktadır. 19. yüzyılda Yahudiler Milas’a Rodos, Aydın ve İzmir’den gelmişlerdir.  19. yüzyılın ilk yarısında Milas’ta 10 aileden oluşan bir Yahudi topluluğu vardı. Milas Yahudi Cemaatinin nüfusu 1904-1905 yıllarında 542 olmuş, bu sayı, 1914-1915 yıllarında 1005’e ulaşmıştı. Osmanlı kayıtlarına göre 14 Mart 1914 tarihinde Menteşe’de(Muğla ilinde) 1615 Yahudi yaşamaktadır. Bu dönemde Muğla ilinde en yoğun Yahudi nüfusu Milas’ta bulunuyordu. Milas’taki Yahudi nüfusunun yoğunluğunun iki ana nedeni var. Bunlardan birincisi, 1. Dünya Savaşında, Bodrum’un savaş gemileri tarafından bombalanma tehlikesine karşı buradaki Yahudilerin bir kısmının Milas’a taşınması. Diğer neden ise, Milas’ın verimli topraklara sahip olması ve tarımsal ürünlerinin çokluğu… Milas’ın önemli oranda ticari potansiyele sahip olması ve ekonomik hayatın canlılığı; pek çok Yahudi açısından, Milas’ı cazip hale getiriyordu.

Milaslı Yahudiler, Milas’ın eski kent dokusunun bulunduğu Hoca Bedrettin ve Hisarbaşı Mahallesinde yaşamaktaydılar. Bu özelliğinden dolayı, Hoca Bedrettin Mahallesi, halk arasında, “Yahudi Mahallesi” olarak bilinir. Yahudiler, bu mahallelerde genellikle, bir arada ve toplu olarak yaşarlardı.  Osmanlı Devletinin, yönetimi altında bulunan azınlıklara sağladığı din ve ibadet özgürlüğü gereği, Hoca Bedrettin Mahallesi Çiçek Sokakta bulunan birbirine bitişik durumda olan iki havrada(sinagog’da) ibadetlerini yaparlardı. Bu havralardan biri 1850’de, diğeri 1897’de yapıldı. Bu havraların yerinde şimdi Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü binası bulunmaktadır. Cemaatin ilk yöneticisi, 1835’de Rodos’ta Yéchiva (geleneksel Yahudi din okulu) öğrenimi gören genç Haham Abraham Amato, Milas’a gelerek, babasının işlerinin başına geçti ve cemaati aralıksız 30 yıl yönetti. İlerleyen zaman içinde Yahudi cemaatinin nüfusu arttıkça, onu yönetenler de çoğaldı. İzmir’den Çelebi Mordéhai Levi, Rodos’tan Morcado Abaof ve Aydın’dan Çelebi Nissim Soriano Milas’a geldiler ve cemaatin yönetiminde etkili oldular.

20. yüzyılın başlarında, Juven Union(Gençler Birliği) olarak adlandırılan dernek, cemaatin tüm kuruluşlarının yönetimini ele aldı. Juven Union’un yönetimi; Nissim J. Tarika, Hizkia Franco, Rahamim S. Tarika, Gad Franco, Marco İsrael ve Alabuf’tan oluşuyordu.

1927’de okula giden kız öğrenciler el becerilerini geliştirmek, yoksul öğrencilere ders araç ve gereçleri sağlamak için; Rebecca Benettar, Kadum Notrica, Rachel Amato, Birlanté İsrael, Elvira Pisanté, Maria Alhedeff ve Estreilla Amato tarafından kurulan  “Kadınlar Birliği”; özellikle öksüz ve muhtaç Yahudi kızları için dikiş kursları düzenleyerek, onların hayata hazırlanmalarına yardımcı oluyorlardı. Yine kadınların kurduğu bazı küçük hayır kuruluşları, eğlence ve balolar düzenleyerek, ihtiyacı olanların giderlerini karşılıyordu. Milas Yahudi Cemaati; İzmir’deki kimsesiz çocuklar yurdu ile Yahudi Hastanesinin yardım isteklerine de her zaman olumlu cevap verdi.

24.12.1842 tarihli bir kayıtta, Milas Yahudilerinden Koca Aslan adlı Yahudi’nin kızı Mirella, herhangi bir zorlama ve zorunluluk olmamasına rağmen, kendi isteğiyle, Milas mahkemesinde müftü huzurunda Kelime-i Şahadet getirip Müslüman olmuş ve Ayşe adını almıştır.

Cumhuriyetin ilk yıllarında birbirini izleyen devrimler, Milas Yahudileri arasında bir sıkıntı yaratmamıştır. Yahudiler; Arap harflerinin yerine Latin harflerinin getirilmesini, fes yerine şapka giyilmesini, çarşaf ve peçenin atılması gibi çağdaş değişimleri memnuniyetle karşıladılar. Cumhuriyet’in 10. yıl kutlamaları bayram havası içinde geçmiştir. 1934 yılında çıkarılan soyadı kanunuyla pek çok Yahudi; Türkçe soy isimler almışlardır. Milas Yahudilerinde, büyük bir Atatürk hayranlığı vardı.   Onlara göre Atatürk, azınlıklara sempati duyan, onlara eşit haklar tanıyan bir kişiydi.  Atatürk’ün ölüm tarihi olan, 10 Kasım 1938’de, Milas’taki Yahudilere ait tüm mağazalar kapanmış, evlere bir matem havası hakim olmuştu.

Milas’ta Yahudi Cemaatinin çocuklarının eğitimi önceleri Tevrat eğitimi veren Talmud Tora gibi dini okullarda sağlanıyordu. Avram Galanti, 1851 yılında Milas’ta ‘Talmud Tora’nın varlığından söz etmektedir. 19. yüzyılın sonlarında Yahudiler için, “Alliance İsraelite Universille(Evrensel Yahudi Birliği)” okulları devreye girdi. Havranın hemen yanındaki Musevi okulunda 1897’de 49 öğrenci öğrenim görürken, 1908’de 95 öğrenci öğrenim görmektedir. Kızlar için de ayrı bir okul bulunmaktadır. Milas’taki Musevi Okulu, Alliance okullarının denetiminde eğitimini sürdürdü.  Ayrıca bazı Yahudi çocukları ilköğrenimlerini Türkçe eğitim-öğretim veren Menteşe İlkokulunda, orta öğrenimlerini ise Milas Ortaokulunda sürdürmüşlerdir.

Milas Yahudileri genelde ticaretle uğraşırlardı. Yahudilerin Milas’a yerleşmesinde ticari etkenler başta gelir. Başta tütün ve pamuk olmak üzere tarımsal ürünlerin ticareti, zeytin ve zeytinyağı ticareti, manifatura ve kuyumculuk gibi işlerin tümü neredeyse Yahudilerin elindeydi. Madencilik(zımpara) yine onların elindeydi. “Milas halısı” dokuyan halı atölyeleri işlettiler. Milas’ta 45 manifatura mağazasından 42’si Yahudilerindi. Milaslı Yahudi tüccarlar, Güllük limanı üzerinden İzmir’e veya Avrupa ülkelerine çeşitli ürünler gönderiyorlardı. Yahudilerin sahip oldukları meslekler şunlardı: Tüccarlık, Manifaturacılık, Kuyumculuk, Tenekecilik, Mumculuk(balmumu), Tütün Eksperliği, Rakı imalatçılığı, Kebapçılık, Ayakkabıcılık, Ayakkabı imalatı, Terzilik, Eczacılık, Mühendislik, Doktorluk, Avukatlık, Öğretmenlik, Zücaciyecilik, Sabun imalatçılığı, Memurluk…

Milas Yahudi Cemaatinin yetiştirdiği ünlü kişiler:
Jakop Tarika(Devlet Veznedarı), Joseph Franco(Veznedar), Jacop Messeri(Veznedar), Hiziko Amato(Veznedar), Moise Franco(Haham), Bidayet Mahkemesi(Eskiden memleketimizde bulunan mahkemelerdir) üyeleri; Haim Franco, Jacop Tarica, Rabenou Amato, Rahamim Franco ve Jacop Amato. Dr. Elie de Ciavés ve Dr.Raphael Pérahya(Belediye Doktorları),Jakoup Bérou(Kadastro Müdürlüğünde Şef), Albert Cadranel(Vergi dairesi Müdür Yardımcısı), Behor İsrael(Milas Belediye Meclisi Üyesi-Felsefe Mecmuası Editörü-Hadise Gazetesi Yazı İşleri Müdürü), Behor Bensoussan(Fransızca Öğretmeni),  Marco İsrael(Milas Ortaokulu Fransızca Öğretmeni), Joseph Tarica(Fransa’nın Milas Konsolos Vekili), Joseph Tarica(İzmir ABD Konsolosluğunda Tercüman), Sara Cadranel(Paris Allience İsraelite Universelle mezunu), Rafael Amato(İstanbul Hukuk Fakültesi Mezunu-İzmir’de yayınlanan Levant adlı günlük Fransız gazetesinde yöneticilik yaptı), Albert Tarica(Fransa’da Hukuk okudu. İzmir’de Avukat olarak çalıştı. İbranice-İspanyol dilinde Ticaret Kanunu yayınladı, İzmir’de Bene Berith Locasının ve Hastanesinin Genel Kurul Başkanlığını yaptı), Marcel Franco(İsviçre’de Hukuk eğitimi gördü. İstanbul Yahudi Cemaatinin başkanlığını yaptı), Dr. Gad Franco(Milaslı soyadını aldı. Rodos’ta Türk Kolejinde okudu. Milas Musevi Mektebine devam etti. 1902’de İzmir’e yerleşti. İzmir’de, Hikmet ve Ahenk gazetelerine katkıda bulundu.  Avukatlık yaptı. Paris Hukuk Fakültesinde Doktora yaptı.  Hukuk alanında çok sayıda eseri bulunmaktadır),Hizkia Franco(Milas ve İzmir’de eğitimine devam etti. 1902’de ticaret ve gazetecilikle uğraşmak üzere İzmir’e yerleşti. Kuzeni Gad Franco’yla birlikte Franco basımevini ve Yahudi basını içinde iyi bir yer edinen El Commercial Gazetesini kurmuşlardır.  Önce üye olarak sonra başkan olarak İzmir Yahudi Cemaatine hizmet vermiştir. 1918’de İzmir’den ayrılarak Rodos’a yerleşmiş, ticaret ve cemaat başkanlığıyla uğraşmış, Selam adlı gazete ve El Boletin adlı yerel aylık gazeteyi çıkarmıştır. Beş perdelik bir komedi, makaleler ve düşüncelerden oluşan Empresiones J. Reflexiones adlı Yahudi-İspanyol eserinin yazarıdır), Leon Danon( Milas Musevi Mektebi ile İzmir’de Bene Berith okullarının Müdürlüğünü yaptı), Behor Amato(Avukat), Dr. Sara Şikar(İsrail’de sivil ve askeri hastane olan Asaf Arofe’de röntgen cihazları baş sorumlusu), Dr. Jaakov Beja(İsrail’de Doktorlar Sendikası Başkanlığını yaptı), Jaakov Varol(ABD’nde NASA’da görevli), Jontov Levy(Fransa Yüksek Dil Akademisinde üyelik yaptı)

11 Kasım 1942 tarihinde çıkarılan Varlık Vergisinden dolayı, Milas Yahudileri çok fazla mağdur olmamışlardır. Milas Yahudilerinin unutamadıkları şey, Milas’taki yetkililerin, bu vergiyi, Milaslı Yahudilerin verebilecekleri kadar yazmış olmalarıdır.

Milas Yahudileri, küçük olayların dışında, Milas halkıyla uyumlu ve huzurlu bir şekilde yaşamlarını sürdürdüler. Başka bölgelerde yaşanılanlar gibi Milas’ta Yahudi aleyhtarlığı gibi bir durum yoktu. Milas Yahudileri, iyi günde, kötü günde Türklerle acıyı ve mutluluğu paylaşmasını bilirlerdi. 1910 yılında Milas’ta 157 Yahudi ailesi vardı. Bu tarihten sonra bazı Milaslı Yahudiler İzmir’e göçerek ticari yaşamlarını orada sürdürdüler. Okuyan gençler, bir daha geri dönmeyerek yaşamlarına İzmir, İstanbul gibi büyük kentlerde devam ettirdiler. İzmir ve İstanbul dışında, Aydın, Söke, Bursa, Ankara, Datça, Bandırma, Çanakkale, Edirne, Çorlu, Tekirdağ, Mersin ve Adana’ya göç edenler oldu. Bir kısma da; Avrupa ülkelerine, Amerika’ya ve Afrika(Kongo)’ya göç etti. 1927’de Milas’ta 80 aile kalmıştı.  1932’den sonra nüfus giderek azaldı. Milas’tan Yahudilerin esas göçü 1948’de İsrail devletinin kurulmasıyla oldu. Önce gençler, askerlik için İsrail’e gitti. Sonra yaşlılar ve kadınlar, İzmir üzerinden İsrail’e göç etti. Şimdi Milas’ta Yahudi izlerini taşıyan; onların kaldığı evler, Milas’ın güneyinde Sodra dağının eteklerinde bulunan Yahudi Mezarlığı ve bir de Yahudi (Hoca Bedrettin) Mahallesindeki Park Caddesi üzerinde bulunan Madenci Nissim Tarica’nın evinin giriş kapısının üzerinde, İbranice yazıyla 5640 rakamı olan bir kitabe bulunmaktadır.

Milaslı Yahudiler, İsrail’de, 1948 yılından 1980’e kadar her yıl Telaviv’e yakın Yarkon köprüsünün yanı başındaki büyük bir bahçede toplanarak, “Milaslılar Günü” düzenliyorlardı. Burada bir araya gelen Milaslı Yahudi hemşeriler, konuşmalarıyla, şarkılarıyla Milas’ı, Milaslı dostlarını/komşularını anarlar ve özlem giderirlerdi. Bu toplantılar, daha sonra yaşlılık ve hastalıklar nedeniyle gerçekleştirilememiştir.   

Sonuç: Milaslı Yahudi hemşerilerin, çağdaşlık anlamında Milas’ın toplumsal yaşamına katkıları büyüktür. Milaslı kadınlar ve erkekler terziliği onlardan öğrenmişlerdir. Yetiştirdikleri esnaf ve sanatkârlara; işini sevmeyi, işine sahip çıkmayı ve iş disiplinini onlar öğretmişlerdir. Her akşamüzeri en güzel giysilerini giyerek, sanki bir düğüne, bir bayram kutlamasına gidiyormuş gibi “süs yolu” gezintileri yaparlardı. (Bu ifade bir halk deyişidir. Bu gezinti, şehrin merkezinde ve şehir parkının yanındaki geniş ve uzun caddede gidip gelerek yapılan yürüyüşlerdir) Yerli halk ticaret yapmayı da büyük ölçüde onlardan öğrenmişlerdir. Onlar, şimdi Milas’tan çok uzaklarda hayat sürüyor olsalar da, onların içindeki Milas sevgisi, Türkiye özlemi hiçbir zaman bitmez!.. Onlar zaman buldukça Milas’a gelirler, eski evlerini, hayatta kalan eski arkadaşlarını, komşularını ziyaret ederler ve onlarla sarmaş-dolaş olarak, özlem giderirler… Onlar; Milas’ın kopmaz bir parçası, bizlerin de unutamayacağı eski Milas sakinleri ve sevgili hemşerileridir…

Kaynakça:
1-      19. Yüzyılda Milas Kazası, Dr. Nuri Adıyeke, 1995
2-      Milas Yahudileri, Yrd. Doç. Dr. Melek Çolak, 2003
3-      Türkler ve Yahudiler, Avram Galanti, Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın AŞ, 1995
4-      Türk Yahudileri Tarihi–1, Naim Güleryüz, Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın AŞ,
5-      Türkiye’nin Devlet Yaşamında Yahudiler, Çetin Yetkin, Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın AŞ, 1996
6-      Milas Kentimiz, Sevdamız ve Hüznümüz Bizim, Nevzat Çağlar Tüfekçi, 2005

Nevzat Çağlar Tüfekçi
   Araştırmacı-Yazar



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder