14 Ekim 2016 Cuma

DAVİD LEVİ VE ONUN MİLAS'I

David Levi, Milas doğumlu bir Musevi. milas-mylasa.blogspot.com'da "Sözlü tarih-Kazım Bencik"in anlattıkları üzerine o da Milas'la ve o yazıyla ilgili duygularını facebook'ta şöyle dile getirmiş:
David Levi: ahhhh...ne guzel bir yazi...Kazim Bencik efendinin bahsettigi Jack Levi Benim babamdir....yazdiklari cok dogru, citten manufatura magazamiz butun sene veresiye verirdi ve koyluler urunlerini sattiklarinda paralarini alir almaz ilk durak babamin dukkani idi ve borclarini aninda oderlerdi. Bu tam manasi ile karsilikli guven ve dayanismanin bir ornegi idi..Manufarura dukkanimizin belki 30-40 koyunden musterileri vardi, bir figrist ile koy ve adam ismi ile hesaplari bulunudu..eh gidi gunler hey...ben butun bunlari cocuk olarak dukkanda gorurdum..bukadar guven ve saygi anlatilmasi imkansiz bir sey..Babam koylulere su pompalarini almaya yardim ederdi , o gunlerde ilk kuyu pompalarini koye sokmak bir inkilapti , pompalar calistirildiginda butun koyluler etrafinda toplanirlardi...pompalar dizeldi..ki daha eletrik yoktu koylerde...Bu sekilde pamuk tarimi ilelrlemeye basladi..ki pamuk cok su isterdi..Amcam Milasa ilk defa Jambach isimli dizel pompalarini getirdi ve koylulere kredile satmaya basladilar, versiye..paran olunca odersin seklinde..Daha sonra Milasa ilk defa NOVAK adli lambali radyoyu getirdiler pille calisan bu artik bir yenilik idi,,yine veresiye , urun paralarini aldiklarinda oderlerdi...Murat beyden bahsediliyir...Murat bey vefat ettignde cenazasi icin Milasa bando getirdiler , ilk defa bandolu cenaze merasimi yapildi biz o zaman daha cocuktuk ...Cenaze butun Milasi catte catte gezdi...sonra Sus yoluna geldiler...Butun Milas MURAT BEYIN cenazesine katildi..Koyluler Sali pazarina geldiklerinde babama kendi yaptiklari tereyagini, bali, zeytini, peyniri( cokerek peyniri) , tavuk, yumurta getirilerdi, ki bunu hediye diye vermek isterllerdi , babam yinede onlara haklari olan parayi pesin oderdi veya para almak istemiyenlere dukkandan birkac metre basma veya buna benzer manufatura verirdi, ki koylulerin babama olan sevgisi, saygisi anlatilamaz..Cocuklarini Izmire Liseye yollardi okumalari icin, ki bunun icin onlari gitmesi gereken yerlere yollamak uzere yol gosteriridi, ,,daha sonra universiteye veya teknik okula gitmelerine yardim ederdi...karsilikli guven ve sevginin siniri yoktu.." E cak efendi sen bilirsin sen ne luzunsa yap , sen bilirsin " derlerdi, pek cok genc bu sekilde yuksek tahsille gitmeye baslamismisti..Genc cocuklar izine geldiklerinde ilk ugradiklari yer bizim magaza idi ve babamin elini opmek isterlerdi..ki bu onlarin bir tesekkuru ve saygi gosterisi idi..ki daha pek cok guzel hatiraalar varki bunlari dile getirmek zor....

David Levi: Ilk su pompalari geldiginde, arteziyen acilirdi ve tarla boyunca ariklar yapilirdi..ki tarladan tarlaya ariklarla su yollanirdi..koyluler aralarida su yollama zamanina gore hesaplasirlardi ki dizel pahalli bir yakitti..biu sekilde ilk pamukculuk Milas yoresinde basladi...Pamuklar cuvallarla geldiginde, birinci el, ikinci el, benekli , bir benekli , iki benekli diye degerlendirilirdi ona gore aninda hesaplari kesilir ve pesin odenirdi..Parasini alan koylu once gidip tuccarlara olan borclarini oderlerdi..defterler acilir ve hesap gorulurdu...

David Levi: Dugun oldugunda her iki tarafin kadinlari dukkana gelir ve otururlardi, her birisi icin teker teker basma cikarilir 4-5 metre uzunlugunda kesilirdi.. taa ninelerden baslayip en gencine kadar teker teker yeni entarileri kesilirdi, tabii genc damat ve babalari icin de kumas secilirdi...Terzi dukkana cagirilir dukkanda olculer alinir kumaslar terziye verilirdi...o zaman konfeksiyon diye bir sey yoktu, her sey terzide dikilirdi.. Babam herkesin dugun giyimini teker teker gozden gecirir ve herkesi memnun ederdi.. ki koylunun babama olan guveni sonsuzdu... taa kullanacakları mendile kadar hersey dukkandan veresiye verilirdi..deftere yazilirdi...tutun, pamuk, zeytinyagi satildiginda gelirler borclarini oderlerdi...Guven, sevgi, hurmet inanilmiyacak kadar buyuktu..Bazen koyluler evimize gelirler ve gece bizde yatarlardi ki ertesi gun Milas’ta yapilacak isleri vardi..ki ozamanlarda Milasta otel yoktu, tek yatilacak yer Caputcu hani idi, koylu kadinlar orada kalamazlardi, cozum yolu onlari eve getirmek ve agırlamakti, sanki ailemizden biri gibi..Misafir odasi acilir, yer yataklari yapilir ve koyluler elbiseleri ile yatarlardi..sabah kahvaltisindan sonra gidecekleri yere giderlerdi..ki karsilili sevgi oyle yoktan cikmamisti..ki koyluler cok temiz ve iyi insanlardi, kibarliklari, cekingenliklerini, anlatmaya imkan yok..sanki her biri melek gibi insanlardi,,,ben bunlari hep hatirlarim... onun icin Milas bizim icin degeri buyuk olan bir yer, hatiralarimizin unutulmasina imkan yok, ki bugunki gunlerde bu tip dostluklari bulmak zor....



3 Yorum
Yorumlar
Alegre Estroti biz de Çanakkale de benzer şeyler yaşadık...babamın işi hep köylülerle idi....."küçük şehrin mutlu insanları"idik......
Donna Benyakar Baska bir dunya gibi. Kac nesil Milastaydiniz David bey. Insan iliskileri cok guzel
Harun Özizer Okuyunca insanın gözünün dolmaması elde değil yüreğine sağlık üstad


...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder