13 Ekim 2016 Perşembe

KARİKATÜRİST İZEL ROZENTAL’IN MİLAS İZLENİMLERİ

Milas ve Yahudiler



Hoşlanmadığım bir sorudur: “Karikatür mü çiziyorsun, hangi gazetede?”  Hadi bakalım, cevap ver! Şalom desem, nerede satılır diye sorarlar… “Cemaat gazetesidir, Yahudilerindir, tirajı azdır, bayilerde bulunmaz” desem, dudak bükerler… Konuştuğum Milaslıların yaklaşımı ise oldukça farklıydı. Şalom için çizdiğimi öğrenenler gururla Milas’taki Yahudi yaşamından ve kültüründen söz ettiler. 1960’lara kadar burada 300 aileden oluşan bir Yahudi cemaati yaşamış. Bazıları İsrail’e, bazıları İzmir’e -İstanbul’a göç etmiş, Milas’ta bugün hiç Yahudi kalmamış. Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat bu göçü ekonomik nedenlere bağlıyor.  Yoksa kentte Yahudilere baskı hiçbir zaman söz konusu olmamış. Tokat’ın tanıdığı son Yahudi bir doktormuş. O da 80’lerde ayrılmış Milas’tan. “Onun için yaşam zordu, cemaatinden hiç kimse kalmamıştı; Yahudiler bir arada yaşamaya alışkındır” tespitinde bulunuyor, ayrılma nedenini sorduğumda.

Araştırmacı-Yazar Nevzat Çağlar Tüfekçi, halen Milas’ın tarihçesini kaleme almayı sürdürüyormuş. O da Yahudilerle yakından ilgili. Bu konuda bolca araştırma yapmış. Milas, eski çağlarda Karia denilen ve Yahudilerin yoğun olarak yaşadıkları bölgenin başkentiymiş. Zaten Milas’ın bir önemli özelliği de isminin ta Bizans döneminden günümüze hiç değişmeden gelmesidir. Milas’ta Yahudi nüfusu Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra artmış. 19.yüzyıl sonlarında kırk-elli kişiden oluşan Yahudi cemaati, Rodos ve diğer Yunan adalarından gelenlerle birlikte bini aşmış… Milas Yahudilerinin eğitime verdikleri önem hâlâ dillerde… Tarihçi Prof.Dr. Melek Çolak, “sinagogun hemen yanındaki Musevi Mektebi’nde 1908 yılında 95 öğrenci mevcuttu” diye yazıyor akademik çalışmasında. Ayrıca Avram Galante’nin ‘Histoire des Juifs de Turquie’ adlı eserinde “Kızlar Okulu” diye belirttiği bir bina daha varmış.  Galante’ye göre bireylerin eğitimin yararlarını benimsemesi Milas Yahudi Cemaatini “doğunun ilkleri” arasına sokmaktaydı. Alliance Israelite Universelle’inkomite merkezine gönderdiği bir raporda da Milas Yahudilerinin eğitime verdikleri önem vurgulanmış. (1)(2)

Tüm bu bilgilerle donandıktan sonra ‘merak virüsü’ ister istemez insanı etkisi altına alıyor. Akşama doğru, hava serinleyince, Ersin Yeniceli, Mehmet Nergiz ve kıdemli bir grafik tasarımcı olan Bülent Örkensoy’un rehberliğinde kentte minik bir arkeolojik gezi gerçekleştiriyoruz. Önce, Karikatürlü Ev’in hemen bitişiğindeki Çöllüoğlu Hanı’nı geziyoruz. Yaklaşık 300 yıllık bu tarihi kervansarayın restorasyon çalışmalarının yıl sonuna kadar bitmesi bekleniyor. Buranın aslına uygun olarak bir han ve konaklama merkezi olarak işlev görmesi planlanmış. 

Yahudi mahallesi ve mezarlığı
İkinci durağımız Uzunyuva ve Hekatomnos Lahti. Bütün turistlerin yaptıkları gibi ben de sütunun tepesinde yuva yapmış olan leylekleri fotoğraflamaya çabalıyorum. 2.400 yıllık bu tarihi mezarın az ilerisinde eski Yahudi Mahallesi başlıyor. Ersin Yeniceli’nin verdiği bilgiye göre zamanında bu bölgedeki evlerin tamamı sarı boyalıymış. Bu mahalleyi restore edip korumaya almak da şimdilerde Milas Belediyesi’nin projeleri arasında. Ama öncelik Yahudi Mezarlığı’nda! 
Halikarnas Mozolesi’nin Roma dönemi kopyası olan Gümüşkesen Anıtı ile Baltalı Kapı’yı da gördükten sonra, son durağımız ve asıl merak konumuz olan Yahudi Mezarlığı’na yöneliyoruz. Milas Belediyesi gerçekten burayı tam bir koruma altına almış. Arazi tertemiz, bazı taşlar servet avcılarının gayretiyle (!) yerlerinden oynatılmışsa da, çoğu hasarsız yerli yerinde duruyor. Besbelli ki belediye yetkilileri buranın manevi değerinin bilincindeler. Nitekim Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat da, görüşmemiz esnasında bu mezarlığa verdikleri önemi vurgulamadan edemiyor. Mezarlığı baştan tanzim etmek, açıklama levhaları yerleştirmek istiyorlar ama bilgilerinin kıt olmasından yakınıyor, İbraniceyi çözemediklerinden hata yapmaktan çekiniyorlar. Bu konuda İzmir Yahudi Cemaati’yle bir iki kez temas kurulmuşsa da ne yazık ki müspet sonuç alınamamış. Başkan bu konuda hem duyarlı, hem de çok istekli. Yahudi kültürünü Milas uygarlığının ayrılmaz bir parçası görüyor ve Yahudi Mezarlığı’nı düzenlemek için can atıyor. Turhan Selçuk Evi’ne dönüşen Hacı Ali Ağa Konağı’nı, 1920’li yıllarda Milas’a davet edilen Macar ustalarca yapılan Macar Evleri’ni, halen restorasyon çalışmaları süren Çöllüoğlu Hanı’nı gözlerimin önüne getirince Muhammet Tokat’ın bu heyecanına ortak olmaktan kendimi alamıyorum. Umarım toplumumuzun bu konuda çok duyarlı olduğunu bildiğim bazı yetkilileri bir an önce bu çağrıya cevap verirler.

Bana gelince, bundan böyle benim için artık Bodrum’dan önce Milas diye bir ara durak yok artık. Tam aksine, Milas başlı başına gidilecek, kalınacak çok zengin bir uygarlık merkezi. Üstelik laf aramızda, Tuzla’daki (Bargilya) salaş balıkçı lokantaları bir başka güzel!

1- Milas Yahudileri ve Eğitim: Talmud Tora’dan Alliance Israelite Universelle’e (1851-1934) -Melek Çolak / Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi 2004/Cilt 21/Sayı 1
2- Milas Yahudileri - Melek Çolak / Milas Belediyesi Kültür yayınları No:3, Ümit Yayıncılık, Ağustos 2003.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder